İnşikak Suresi: Allah'ın Emrine Boyun Eğmek ve Ahiret Hayatı
Allah'ın emrine kulak veren göklerin yarıldığı, yerin uzatılıp dümdüz yapıldığı bir günün geleceği İnşikak Suresi 1-15. ayetlerinde bildirilmiştir. Bu ayetlerde ayrıca insanın Rabbine kavuşuncaya kadar çabalayıp duracağı ve amel defterinin sağ veya sol eline verilmesine göre kolay veya zor bir hesaba çekileceği ifade edilmiştir. Sağ eline verilenler sevinçle ailelerine dönecekken, sol eline verilenler helak olacaklar ve alevli ateşe gireceklerdir. İnsanların dünyada Rabbine isyan ederek şımardıkları için sevinçli oldukları ama asıl dönemeyeceklerini sandıkları bir gün geleceği de vurgulanmaktadır.
İnşikak Suresi, yeryüzü ve gökyüzünün yaratılışını anlatarak insanları Rablerine karşı saygı ve ibadet etmeye çağırmaktadır. Ayetlerde, kıyamet gününde insanların yaptıklarının hesaba çekileceği ve herkesin yaptıklarının karşılığını alacağı vurgulanmaktadır. Kitabı sağ eline verilenlerin kolay bir hesapla hesaba çekilecekleri, sevinçli olarak ailelerine dönecekleri belirtilirken, kitabı arkadan verilenlerin ise helak edilecekleri ve alevli ateşe girecekleri ifade edilmektedir. Ayetler aynı zamanda insanların dünyada yaptıklarının kıyamet gününde yargılanacağını ve kimin Rablerine saygılı ve itaatkâr olduğunu belirten ölçülerin bulunduğunu vurgulamaktadır.
İnşikak Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 84. suresidir. Sure, 25 ayetten oluşur ve Mekke döneminde inmiştir. İnşikak, "yarılma" veya "çatılma" anlamına gelir ve surenin adı, ilk ayetinde bahsedilen göklerin yarılmasıyla ilgilidir. Surenin genel teması, ahirete inananların hesap gününde kurtuluşa erişeceğini, inkar edenlerin ise alevli ateşe atılacağını anlatır. Ayrıca, insanların dünyada yaptıklarının hesabının ahirette görüleceği ve bu hesap gününde insanların yaptıkları amellere göre ya cennete ya da cehenneme gidecekleri vurgulanır.
Yer, içindekileri atıp boşaldığı ve Rabbinin emrine kulak verdiği zaman!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), İnşikak Suresi 1-15. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
1,2 . Gök inşikāk ettiği (yarıldığı) ve Rabbi(nin emri)ne kulak verip de, (bu itâate) lâyık kılındığı zaman!
3,4,5 . Yer uzatıl(ıp dümdüz yapıl)dığı, içindekileri atıp boşaldığı ve Rabbi(nin emri)ne kulak verip de, (o da bu itâate) lâyık kılındığı zaman! (*)
6 . Ey insan! Şübhesiz ki sen (o gün), Rabbine (kavuşuncaya) kadar çabalamakla didinip durucusun! Nihâyet onunla (o yaptığın amelle) karşılaşacak olansın!
7,8 . O zaman kimin kitâbı (amel defteri), sağ eline verilirse, artık kolay bir hesabla hesâba çekilecek!
9 . Ve sevinçli olarak âilesine dönecektir!
10,11,12 . Ama kimin de kitâbı (amel defteri) arka tarafından verilirse, artık (ölüp de kurtulmayı temennî ederek) helâki çağıracak ve alevli ateşe girecektir!
13 . Çünki o, (dünyada) âilesi içinde (emirlerimize isyân ederek şımarmakla orada) sevinçli idi.
14,15 . Çünki o, (Rabbine) aslâ dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır! Şübhesiz Rabbi onu hakkıyla görücü idi!
(*) “(Bu âyet-i kerîmeler,) gök ve zemînin Cenâb-ı Hakk’ın emrine karşı derece-i inkıyâd (bağlılık derecelerini) ve itâatlerini şöyle âlî bir üslûb (yüksek bir ifâde tarzı) ile beyân eder ki: Nasıl bir kumandan-ı a‘zam, mücâhede (cihâd) ve manevra ve ahz-ı asker (asker alma) şu‘beleri gibi, mücâhedeye lâzım işler için iki dâireyi teşkîl edip açmış. O mücâhede, o muâmele işi bittikten sonra, o iki dâireyi başka işlerde kullanmak ve tebdîl ederek isti‘mâl etmek (değiştirerek kullanmak) için o kumandan-ı a‘zam o iki dâireye müteveccih olur (yönelir). O dâireler, her birisi hademeleri lisânıyla veya nutka gelip kendi lisânıyla der ki: ‘Ey kumandanım! Bir parça mühlet ver ki, eski işlerin ufak tefeklerini, pırtı-mırtılarını temizleyip dışarı atayım, sonra teşrîf ediniz. İşte atıp senin emrine hâzır duruyoruz! Buyurun ne yaparsanız yapınız! Senin emrine münkādız (boyun eğmişiz)! Senin yaptığın işler bütün hak, güzel, maslahattır.’
Öyle de: Semâvât ve arz, böyle iki dâire-i teklîf ve tecrübe ve imtihân için açılmıştır. Müddet bittikten sonra semâvât ve arz, dâire-i teklîfe (imtihan dünyasına) âid eşyâyı (şeyleri) emr-i İlâhiyle bertaraf eder. Derler: ‘Yâ Rabbenâ! Buyurun, ne için bizi istihdâm edersen et! Hakkımız,sana itâattir (boyun eğmektir)! Her yaptığın şey de haktır!’ ” (Zülfikār, 25. Söz, 10-11)
Benzer Haberler
Sabah Namazı Nasıl Kılınır? İslam'ın Beş Temel İbadetinden Birinin Adımları ve Önemi
Müslüman Ne Demek, Ne Anlama Gelir?
Müslüman erkeklerin giyim şekli nasıl olmalıdır?
Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır?
İslam ahlakı Nedir, Ne Demek? İlgili Hadis ve Ayetler
Allah'ın Huzurunda Durdukları Zaman: Ayet ve Hadislerin Anlamı
İsraf: Tükenirken Tükenmek
Allah'ın Gözetiminde Yaşamak İçin Tavsiyeler