Tarihimizin altın sayfalarında unutulmaz bilimsel çalışmalar ve başarılarla kendisine müstesna bir yer ayıran Müslüman bir bilim adamı ve mühendistir. Sibernetik ilminin ilk temellerini, robotu yapıp çalıştırdığı kabul edilen Ebû’l İz El Cezeri'nin Leonardo da Vinci'ye ilham kaynağı olduğu düşünülür.1136 yılında Cizre'nin Tor mahallesinde doğmuştur. Fizikçi, robot ve matrix ustası "İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El-Cezeri" öğrenimini Camia Medresesi'nde tamamlayarak, fizik ve mekanik alanlarında yoğunlaştı ve pek çok ilke ve buluşa imza attı. Batılı literatürlerde M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de, robotikle ilgili bilinen en eski yazılı kayıt, El-Cezeri'ye âittir. Leonardo Da Vinci den 150 yıl önce yaşamış ve meydana getirdiği eserlerinde mekaniği ondan daha iyi kullanan ve ampirik sonuçlara ondan daha iyi ulaşan bir bilim insanıdır.
Teorik çalışmalardan çok pratik ve ampirik(deneysel) çalışmalar yapan El-Cezeri'nin kullandığı bir başka yöntem de yapacağı cihazların önceden kâğıttan maketlerini yaparak geometri kurallarından faydalanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı, geliştirdiği saatte kullanan El-Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı.
EL-Cezeri, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard'ın otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi. Bazı makinelerinde hidro mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen El- Cezeri, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileşim sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, El-Cezeri'nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır. Fizikçi ve mekanikçi El Cezeri'nin diğer önemli bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii'nin ünlü Güneş Saati’dir.
Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan Cezeri'nin yaptığı otomatik makineler günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını oluşturmaktadır. "Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap" (El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ'ati'l Hiyel) adlı eserinde ortaya koydu. 50'den fazla cihazın kullanım esaslarını, faydalanma imkânlarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta Cezeri, tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını söyler. Bu kitabın özgün kopyası günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından 10'u Avrupa'nın farklı müzelerinde, 5 tanesi Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde yer almaktadır.
Artuklu sarayının eğlencelerinde devrin giysilerini giymiş robot insanlar davul, zurna, zil ve saz çalarak davetlileri eğlendirirlerdi. Sarayın geniş salonları, bakırdan yapılmış eşsiz güzellikteki radyatörlerin içinden sıcak su geçirilerek soğuk kış günlerinde ısıtılırdı. Her salonun ortasında hiç durmadan fışkıran ve bir devri daimle suyu hiç tükenmeyen bin bir çeşit fıskiye gözlere ve kulaklara hitap ederdi. İbriklerin içinde aynı zamanda soğuk ve sıcak su günlerce dururdu. Sarayın bir salonunda kurulmuş altın yaldızlı bir tavuskuşu, kafasına dokunulunca mevsimine göre ağzından sıcak veya buz gibi soğuk su döker ve hükümdar ondan abdest alırdı. Sarayın bahçesinde gezinen robot fillerin üzerinde robot sipahiler borozanla saatin kaç olduğunu söylerdi. Bahçedeki suni ağaçların dallarına yerleştirilmiş çeşit çeşit kuşlar rüzgâr estikçe etrafı güzel nağmelere boğarlardı. Saray hazinelerinin üstündeki kilitler yirmi dört şifre ile yapılmıştı. Onları kilitleyenden başkası açamazdı.
Ebü’l-İz El-Cezeri, yirminci asrın bilginlerinin pek çoğunun buluşlarının öncüsüdür. Dâhi bilge’nin kitabının 4. sayfasında saatleri, dakikaları, ayları ve günleri, Güneş ve Ay’ ın günlük durumlarını gösteren harika bir saat yaptığını öğreniyoruz. Burada Ay ve Güneş yuvarlakları, Ay’ın ve Güneş’in günlük seyirlerine göre birer doğrultu ve yörünge üzerinde gösterilmiştir. Bu büyük cihazın üzerinde karşılıklı 24 kapı vardır. Bunlar altlı, üstlü iki gruba ayrılmıştır. Renkleri de başka başkadır. Kapıların arkalarında her birisi ayrı seslerle öten kuşlar saklıdır. Saat başı gelince üst kapılardan bir adam çıkıyor, yürüyor, ikinci bir kapı önünde duruyor. Eliyle kapıya dokununca bir kuşkanatlarını çırparak ortaya fırlıyor, saati sesleniyor ve aynı zamanda da ağzındaki madeni küreleri saatine göre cihazın altındaki aynalı tabağa atıyor. Bu tabaktan çok uzaklara kadar giden bir ses çıkıyor.
Gündüz saate bakan bir adam, Güneş’in ufukta o saatteki vaziyetini gördüğü gibi, gece de renkli camlar önünde Ay’ın gökteki durumunu görebiliyor. Saatler bu şekilde monoton ve sıkıcı bir halde ilan edilmiyor. Saat altıya gelince saatin sahnesine davul, boru, zurna ve zil çalan adamlar çıkıyorlar, çalıyorlar, söylüyorlar. Kitabın 65. sayfasında robot fil ve filcinin nasıl yapıldığını krokilerle gösteriyor. 171. sayfasında şifreli kilitlerden bahsedilmektedir. Yirmi sekiz şifre ile yapılan kilitler çok mühimdir. 176. sayfada içinde robot bir kayıkçı bulunan bir kayıktan bahsediyor. Bahçedeki havuzda bulunan bu kayıkçının ağzında bir boru vardır. Sol elini kayığın küreğine dayamıştır. Çalışması istendiği zaman, kayığın altındaki tapa açılıyor. Su yavaş yavaş bu delikten kayığın teknesine doluyor ve bir dereceye kadar yükselince adam bir taraftan borusunu öttürüyor; diğer taraftan da suyu dışarı atmaya başlıyor. Bu iş her saat başında tekrarlanıyor. Ve böylece kayık etrafındakileri eğlendirdiği gibi saat vazifesi de görüyor.
Büyük Mühendis Ebu’l İz El Cezeri’nin önemli ve hatırlanması gereken çalışmalarından birisi de yukarıda anlatılan Su Hilesi robotudur. Bu düzenek Belli aralıklarla terazi ucundaki kovalardan birinin dolmasıyla diğerinin boşalması ve böylelikle ardışık zamanlı sıra ile iki tarafın da eşit aralıklarla suyu almasını sağlıyordu. Bu icat Sanayi Devrimi sonrası ileri derece yağ püskürtmeli ağır iş ve seri üretim yapabilecek fabrika makinalarının belli aralıklarla durmasını ve bir diğer makinanın çalışmasını sağlayan düzeneklerin temel mantığını oluşturdu. Ebu’l İz'in daha birçok icadından, çalışmalarından, kitaplarından bahsedebiliriz. Ancak Ebul İz'in mühendislikteki önemini ona takılan adlardan da anlamak mümkündür: Robotik Biliminin Babası, İlk Mekanikçi, Büyük Mühendis…
El-Cezeri’nin kitabında tarif ettiği makina ve cihazlardan bazıları 60 yıl evvel, Alman bilginlerinden Widemann tarafından yapılmış ve o devirde büyük bir ses getirmişti. Aynı yıllarda Erlangen Üniversitesi’ndeki bilim adamlarından M. Ritter, Alman sanayisinin kalkınması için, kitabın bazı parçalarını Almancaya çevirmiştir.
Maalesef ülkemizde diğer bilim adamlarımızda olduğu gibi önemli bilginlerimizden El-Cezeri’nin de hakettiği ilgi ve alakayı görmediğini üzüntüyle müşahede ediyoruz. Kitapları, kütüphanelerin tozlu raflarından ilk defa yarım asır evvel, büyük tarihçi İbrahim Hakkı Bey tarafından ortaya çıkarılmıştır. O günlere ait gazetelerde açıklanmış, mekaniği henüz tanımayan halkın ve aydınların ilgisini çekmemişti. Aynı zamanda bazı pasaj ve resimleri 1969 yılında Diyarbakır’da basılan Kara Aslan dergisinin 5 no’lu nüshasında yayınlanmış bu yayın İngiliz ve Amerikalılar tarafından büyük bir önemle dikkate alınarak, Avrupa’da bulunan kopyaları tercüme edilerek sanayicilerine sunulmuş ve sanayilerine altyapı oluşturmuştur.
Mehmet Selim SABAZ - İnzar
Benzer Haberler
Twitter'a Yeni Bir Özellik Geldi!
Ankara'da Uzay ve Havacılık Teknolojisi Alanında Türkiye'nin İlk Meslek Lisesi Açıldı
Dünyada En Çok Kullanılan 10 Şifre Belli Oldu: Kırılması 1 Saniye Sürüyor!
Samsung çıtayı bir üst noktaya taşıdı!
Cyborg nedir? İnsan ile makinenin birleşimi: Cyborg
Blogger-Blogspot kullanımı
Yüz tanıma tehdit oluşturuyor
Radyonun icadı ve Radyo Tarihi